İÇİNDEKİLER
Meme Kanserinde Erken Tanı – Mamografi
Kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biri meme kanseridir. Erken teşhis edildiği durumlarda tedaviye olumlu yanıt verme yüzdesi çok yüksek olan meme kanserinden korunmak için en iyi yöntem rutin kontrolleri aksatmamaktadır.
Mamografi taramasının 40-70 yaş arası kadınlarda meme kanserinden ölüm oranlarını azalttığı bilinmekte ve kırk yaşından itibaren yılda bir kez önerilmektedir.
Dijital mamografi
iki plaka arasında sıkıştırılan memenin X-ışını kullanılarak elde edilen iki boyutlu görüntüleridir. Klasik mamografiden farkı görüntünün film üzerinde değil dijital ortamda yüksek çözünürlükte elde edilmesidir. Dijital mamografi sırasında alınan radyasyon miktarı gelişen teknoloji ile çok düşük dozlarda olup tetikten beklenen fayda düşünüldüğünde göz ardı edilebilir.
Görüntüler dijital ortamda elde edildiğinden film okuma işlemi yoktur ve tetkik süresi çok daha kısadır. Ayrıca dijital ortamda görüntüler saklanabilir, kopya görüntüler alınabilir veya dijital ortamda ilgili kişiler ile paylaşılabilir. Takip tetkiklerinde dijital ortamda bulunan arşiv görüntülerinin karşılaştırılabilmesi tanı açısından son derece önemlidir.
Dijital mamografinin öne çıkan en büyük avantajı özellikle elli yaş altı kadınlarda ve yoğun meme yapısı bulunan kadınlarda erken meme kanseri saptanmasında tanısal yönden üstünlük sağlanmasıdır.
Yoğun meme yapısı bulunan kişilerde mamografinin erken meme kanseri saptanmasında duyarlılığı genel olarak %80’lere kadar düşebilmektedir. Bu durumda mamografi ile birlikte yıllık klinik meme muayenesi ve ultrasonografi tetkiki yapılması erken meme kanseri saptanma oranlarını artırmaktadır.
Meme dokusu süt bezleri ile bunların arasını dolduran yağlı doku alanlarının karışımıdır.
Meme dokusu genel olarak menopoz sonrasında ve ileri yaşlarda daha çok yağlı doku içerdiğinden mamografi ile değerlendirilmesi daha kolaydır.
Dolayısı ile ileri yaşlarda mamografinin tanısal değeri daha yüksektir.
Mamografinin meme kanseri erken tanısında duyarlılığı; süt bezleri miktarının fazla olduğu özellikle menopoz öncesi ve genç kişiler ile yapısal olarak süt bezlerinden zengin yoğun meme yapısı bulunan kişilerde daha düşüktür.
Dijital Meme Tomosentez veya diğer bir tanımla 3D mamografi diğer dijital mamografinin günümüzde ulaştığı en son teknolojik seviyesidir. Rutin mamografi tetkiki sırasında statik 2 boyutlu görüntüler ile tüm meme kalınlığı tek düzlemde değerlendirildi. Üst üste binen dokular memenin yoğunluğuna bağlı olarak zaman zaman lezyonları kapatmakta ve doku detaylarının değerlendirilmesini imkansız kılmaktadır.
3D mamografi veya Dijital MemeTomosentez ile haraketli tüp ve dedektör teknolojisi ile rutin mamografi tetkikine ek olarak 1mm kesit kalınlığında görüntüler elde edilerek dokular birbirinden ayrıştırılabilmektedir. Bu sayede hem daha çok lezyon tanımlanmakta hem de lezyonların mamografik kriterleri daha net belirlenebilmektedir. Mamografinin tanı değerini düşüren en büyük etkenin üst üste binen yoğun meme yapısı olduğu düşünülürse kesitsel görüntüleme Dijital Meme Tomosentezi bu alanda teknolojinin sağladığı en büyük avantajdır.
Meme kanserinde erken tanının hayat kurtardığı ve bilinen en iyi savunma yöntemi olduğu bilinmektedir. Mamografinin tanı değerini ve güvenirliliğini artıran bu teknoloji hem hasta hem de hekim güvenliği açısından konvansiyonel mamografiye yeni bir boyut katmaktadır.